İran’a karşı Amerikan ve İsrail bombardımanlarına son!

      İran’a karşı Amerikan ve İsrail bombardımanlarına son! için yorumlar kapalı
21 haziranı 22 hazirana bağlayan gece esnasında, Amerikan ordusuna ait uçaklar İran’ın birçok nükleer tesisine saldırı tertip etmişlerdir. Bu, koordine, önceden düşünülmüş, kasıtlı bir emperyalist saldırıdır. 13 haziran tarihinde başlayan İsrail’in İran’a karşı harbinin bir uzantısıdır. Gazze Şeridi’nde olduğu gibi, esasen Tahran, Tebriz, vs, kentlerinin sivil nüfusu bu saldırıların kurbanı olmuştur, ki bunlara gerici dinci rejime karşı gösterilere iştirak etmiş, grev yapmış birçok kadın ve emekçi de dahildir.

Bu kombine saldırıların maksadı, İran’ın nükleer silaha sahip olmasına mani olmaktır. Fakat Amerika Birleşik Devletleri, Hindistan, Pakistan ve İsrail’in bu silaha sahip olmalarına müsaade etmektedir. Amerikan emperyalizmi 1945 senesinde Japonya’nın iki kentindeki sivil nüfusa karşı bu silahları kullanmıştır. Bunun ötesinde, Orta Doğu’daki kuvvet dengesini bölgesel bir kuvvet olan İsrail ve en kuvvetli emperyalizmin menfaatleri doğrultusunda yeniden yapılandırmak amaçlanmaktadır.

Şimdiki saldırılar, İsrail’in Gazze Şeridi ve Batı Şeria’da icra ettiği kitlesel terörizm ve etnik temizlikle, Lübnan ile Suriye’deki müdahaleleriyle ve diplomatlar, generaller, yöneticiler, fizikçilere… yönelik birçok terörist operasyonla beraber İran’la uzun süredir devam eden ihtilafla bağlantılıdır. Amerika Birleşik Devletleri bir arabulucu değildirler, “istikrar sağlayıcı” bir kuvvet olarak davranmamaktadırlar, aksine küresel emperyalistler arası rekabet içinde emperyalist bir kuvvettirler. Dolayısıyla, Amerikan devleti askeri üstünlüğünden istifade ederek bölgedeki ve bölgenin kaynakları üzerindeki etkisini sağlamlaştırmaya çalışmaktadır. On yıllardan beri İsrail, hükumetteki siyonizm kanadı ne olursa olsun ve Beyaz Saray’da hangi partinin bulunduğundan bağımsız olarak Amerika’nın bir üssü konumundadır.

Siyonizm, baskın emperyalizm ile bir partnerliğe indirgenemez. Başından beri, İsrail’in ilanından ve 1948 senesinde İşçi Partisi ile Histadrut sendikası tarafından yürütülen ilk nakbadan beri sömürgeci bir projedir. İsrail, kendi hedeflerini takip etmektedir, aynı zamanda da Amerika Birleşik Devletleri için Orta Doğu’da toplumsal bir ihtilale ve rakip kuvvetlerin (Çin, Rusya) bölgedeki hırslarına karşı bir avantaj oluşturmaktadır.

Emperyalizm, onun harpleri ve suçları tarihin bir kazası değildir, kapitalizmin kaçınılmaz bir dönemidir. Çağımızda, önde gelen burjuva devletler dünyayı paylaşmışlardır, çok uluslu kapitalist gruplar kaynak, stratejik bölge ve piyasaları teminat altına almak için bu devletlere dayanmaktadırlar. Bunun için ellerindeki tüm araçları kullanmaktadırlar, gümrük vergileri, casusluk, tehdit, harp gibi…

Fars baskın sınıfı, ülkenin istiklalini hakikaten muhafaza etmekten aciz olduğunu göstermiştir, Filistin’i özgürleştirilmesinden bahsetmek bile yersizdir çünkü emperyalist kuvvetlerden ziyade emekçi kitlelerden çekinmektedir. Hem Batılı emperyalizmler üzerinde kurduğu askeri baskı (uranyumun zenginleştirilmesiyle yürütülen), hem de (dine dayalı) “Mukavemet ekseni” başarısızlıkla neticelenmiştir.

Enternasyonalist komünistler daima monarşist olsun, dinci olsun Fars burjuvaziye karşı ezilen kitlelerin saflarındadır (proleterler, kadınlar, kayıt dışı çalışanlar, fakir köylüler, öğrenciler, milli azınlıklar…).

Tüm ülkelerin emekçileri, Amerikalı burjuva devletin nükleer silaha kimin erişebileceğine veya İran’ı kimin yöneteceğine karar verebilme iddiasını reddetmektedirler. Evvelki Irak, Libya ve Afganistan örneklerinin gösterdikleri üzere, Batılı emperyalist kuvvetlerin askeri müdahaleleri özgürlük ve demokrasi değil, gericilik ve kaos getirmektedir.

Her türlü emperyalist saldırı (yaptırım, abluka, bombardıman, vs.) durumunda enternasyonalist komünistler ezilen milletin saflarında yer alırlar ve rejimine destek vermeden saldırganın mağlubiyeti istikametinde tavır alırlar.

Amerika Birleşik Devletleri ve İsrail de dahil olmak üzere bütün dünyada şu talepler için birleşik işçi cephesi tesis edilsin:

  • İran’a karşı her türlü siyonist ve Amerikan saldırısına hayır!
  • Gazze’deki soykırıma son! Siyonist birlikler, Gazze, Batı Şeria, Lübnan ve Suriye’den defolun!
  • İsrail ve Mısır tarafından Gazze ablukası kaldırılsın! İran ve Küba ablukalarına son!
  • Bütün emperyalist birliler Orta Doğu ve Akdeniz’den çekilsin! Tüm Amerikan, Fransız, Britanyalı veya Rus üsler kapatılsın!
  • İsrail’e enerji ve askeri teçhizat teminine engel olunsun! Kazablanka ve Tanca (Fas), Cenova ve Salerno (İtalya), Fos (Fransa) emekçileri izlenecek yolu göstermektedirler.

Göçmen emekçiler ve mültecileri kurtarmak için, İran’a, Gazze Şeridi’ne, Ukrayna’ya… karşı gerici harplere son vermek için, milli azınlıklara (Filistinliler, Kürtler, Keşmirliler) yapılan baskıyı bitirmek için işçi sınıfı iktidarı dünyayı militarizme, ekolojik faciaya ve barbarlığa sürükleyen kapitalist azınlığın elinden almalıdır.

23 haziran 2025

Sürekli Devrim Kolektifi