7 ekim tarihinde, Türk ordusu Suriye hududunda birlik toplamıştır. 9 ekim tarihinde ise Rus dışişleri bakanı Lavrov bir Kürt devletinin oluşmasına karşı tavır almıştır. Aynı gün, ağır bombardımanların ardından Türk ordusu, “Özgür Suriye Ordusunun” döküntülerine ve bilhassa bazı sözde Troçkist şarlatanların (LOI Arjantin, CWG Yeni Zelanda, RKOL Avusturya…) “ihtilalci” olarak tanımladıkları İslamcılara dayanarak üç sene içinde üçüncü defa Suriye’yi işgal etmiştir. İslamcı AKP hükumetinin karar verdiği işgal, Müslüman dinî sınıfın (60000 cami “fetih” suresini okumuştur), büyük medyaların ve tüm diğer burjuva partilerin (MHP, CHP, İYİ Parti…) desteğini almıştır.
Türkiye’nin, Suriye’nin ve tüm ülkelerin bütün işçi teşkilatları, Suriye’de Kürt halkının yaşadığı bölgelerin Türkiye ve İslamcı yardımcıları tarafından işgaline karşı tavır almalıdır.
Türk işçi hareketi, burjuva Türk devletinin kendi Kürt azınlığına karşı yürüttüğü savaşı göz önüne alarak, günümüzde Türkiye’ye bağlı olan Kürdistan’ın bağımsızlık hakkı olduğu yönünde ayrıca tavır almalıdır: bu, tüm Türkiye’nin işçi sınıfını birleştirmenin yegâne yoludur. Suriyeli, Iraklı ve İranlı işçi hareketi, Kürt azınlıkların kendi kaderlerini kendilerinin tayin etme hakları ve birleşik bir Kürt devleti kurmaya hakları olduğu yönünde tavır almalıdır: bu devletlerdeki işçi sınıfını birleştirmenin yegâne yoludur bu.
Yakın Doğu’da, Kürtlerin maruz kaldıkları millî baskıya karşı mücadele, PDK, UPK gibi burjuva kliklere veya PKK, PYD… gibi küçük burjuva kliklere bırakılamaz. Bütün milliyetçi partiler, Kürt halkının kaderini ya birbirleriyle rakip şu ya da bu bölgesel güce (Türkiye, İran, İsrail…) ya da emperyalist güçlere (Amerika Birleşik Devletleri, Rusya…) tabi bırakmaktadır. Sosyalist ihtilal için mücadele eden işçi sınıfı, tüm bölgedeki ezilen halkların (Filistinliler, Kürtler…) ve dinî azınlıkların hakları için samimi bir mücadele yürütebilecek tek sınıftır.
Türk ordusunun Suriye’den çekilmesini sağlamak için birleşik işçi cephesi!