SNCF (Türkiye’deki TCDD’nin eşdeğeri) çalışanları yorulmaktadır, öğrenciler ve sağlık emekçileri, Air France ve Carrefour çalışanları gibi yalnız kalmıştır ve cumhurbaşkanı iftiharla ortalıkta dolaşmaktadır; polis şiddeti öğrenci, göçmen ve direnişçileri vurmakta, sendika yöneticileri de hükumetin görüşmeye çağırmalarına uyup görüşmelere katılmakta ve genel grev çağrısı yapmayı reddetmektedirler.
SNCF: müzakereler ve aralıklı grevlerin nereye çıktığı
Demiryolu çalışanları nisan ayında 12 gün grev yapmışlardır. Macron ise hiç kıpırdamamıştır. O sadece demiryolu emekçilerinin ayda 12 gün iş bırakmayla haziran sonuna dek sürmesi öngörülen aralıklı grevlerle bitkin düşmelerini beklemektedir. Demiryolu emekçilerinin sendikaları, başbakan tarafından 7 mayıs tarihinde kabul edilmelerinin bir ilerleme teşkil ettiğini iddia etmektedirler. SUD Rail sendikasının yöneticisi “7 mayıs tarihinde bunun başbakanın sadece bir göz boyaması mı olduğunu göreceğiz” demiştir. Demiryolu emekçilerinin CGT federasyonunun yöneticisi ise “Bu, seferberliğimiz neticesinde hükumetin bir geri adım atmasıdır” açıklamasında bulunmuştur.
Bu riyakârlıktan başka bir şey değildir! Hükumet 17 nisan tarihinde mecliste demiryolu emekçilerine ve kamu hizmetine karşı kanun projesini 454 oyla (LREM, UDI, Modem, LR milletvekillerinin oylarıyla) kabul ettirmiştir, proje 23 mayıs tarihinde Senato’da görüşülecektir. Demiryolu emekçileri tek başlarına bürokratların LFI, PCF, LO, NPA, Générations, POID, AL teşkilatlarının desteğiyle emrettiği aralıklı grevler ile enerjilerini tükettikleri sürece hükumet ilerlemeye devam edecektir!
Demiryolu emekçilerinin sendikalarının yöneticileri hükumetin tavrını değiştirebileceğine inanmış gibi görünmeye çalışmaktadırlar: CGT yöneticisi “ya hiçbir anlamı olmayan bu reform ile yola devam edeceğiz, ya da hükumet tarafından yapılacak önerilerle somut öneriler üzerine müzakere edeceğiz” beyanında bulunmuştur. Bunun aksine, 22 nisan tarihinde muhtemel bir gerileme hakkında soru soran Fox News gazetecisine (cumhurbaşkanı) Macron tekrar söylemiştir: “Bunun için en ufak bir ihtimal yoktur”! (Başbakan) Philippe hükumetin gerilemeyeceğini teyit etmiştir. Hükumetin müzakereye açık tuttuğu tek unsur, demiryolu emekçilerinin statüsünün nasıl tasfiye edileceğidir.
Dağınık mücadeleler devam etmektedir: Macron da ilerlemeye devam etmektedir!
Aralıklı grevler, etkinlik günleri ve sendikal yönetimlerin mücadele etmeleri gereken önlem ve kanunları hükumetle müzakere etmeleri dosdoğru mağlubiyete yol açar. 2003, 2007 ve 2010 senelerinde emekliliği korumak için yapılan mücadeleler sırasında, 2016 ile 2017 senelerinde esnekliğe karşı mücadeleler sırasındaki “etkinlik günleri” dizisi daima emekçilerin kararlılıklarının tükendiği çıkmazlarla neticelenmiştir.
Üniversitelerde de, Macron’un öğrencileri seçme projesi bilindiğinden beri (ekim 2017) eksik olan şey açık bir genel grev çağrısıdır; mücadele eden her üniversite diğerlerinden yalıtılmış kalmaktadır. Hükumete karşı, sadece demiryolu çalışanları için değil, tüm işçi sınıfını ve gençliği genel greve çağırmayı reddetmek, Macron’un korkmadan nutuk çekmesine, meclisteki gerici milletvekili çoğunluğunun, ki bu hırslı yöneticiler ile fırsatçı siyasetçiler topluluğundan oluşur, LR ve bazen de FN partisiyle maaşlı çalışanlar, öğrenciler, emekliler, göçmenler ve mültecilere karşı tüm kanunların lehinde oylama yapmalarına imkân sağlamaktadır.
Sendika yöneticileri, hükumetin yardakçıları gibi davranmaktan vazgeçin!
Hükumet, işsizlere karşı 5 nisan tarihinden beri bilinen bir kanun hazırlamaktadır. Buna rağmen bu proje hakkında “müzakereler” tüm konfederasyonların iştirakiyle devam etmektedir. Macron’un emekliliğe karşı planlarına uygun bir şekilde, Delevoye, 16 nisan tarihinde sendika yöneticileriyle müzakerelerin ikinci evresini başlatmıştır ve hedef bunun 2019 senesinde meclise gitmesidir! Kamu sektöründe ise sendika yönetimleri “ajanda 2022” isimli statülere karşı gaddar saldırı planını müzakere etmeyi kabul etmektedirler! Ne emekliliğe karşı yeni saldırılar, ne memurlar için “kamu eylemi 2022” planı, ne de SNCF’in özelleştirilmesi projeleri müzakere edilemez ve iyileştirilemez! Hükumetin saldırılarını müzakere etmeyi kabul etmek, ona yardım etmek demektir.
Sendika yöneticileri, sosyal diyaloğu sona erdirin, hükumetin projelerinin tamamen geri çekilmesini talep edin!
Kazanmak için genel grev!
SNCF emekçilerinin olası bir mağlubiyeti sadece onlar için bir mağlubiyet olmaz, bu ülkenin tüm işçi sınıfı için bir gerileme teşkil eder. Ayrıca emekliliğe karşı yeni saldırıyı da kolaylaştırır.
İşin aslında, sendika aygıtları hükumetin meşruiyetini kabul etmekte ve millî kapitalizmi rakiplerine karşı müdafaa etmektedirler, burjuva devlet de onları büyük ölçüde finanse etmektedir. İşin aslında genel greve karşı üç gün bile dayanamayacak olan Macron, Philippe ve diğerlerini korumaktadırlar.
Kazanmak için eksik olan şey kararlılık veya mücadelecilik değildir, demiryolu çalışanlarının grev fonlarına katılımın başarısının gösterdiği gibi dayanışma da değildir. Fakat kazanmak için tüm demiryolu emekçilerinin hükumete karşı genel grevi gereklidir. Tüm sendika yönetimlerinin, işçi sınıfından geldiğini ifade eden tüm partiler ve teşkilatların tüm kamu ve özel sektör emekçileri ile öğrenci gençliğe hükumete karşı genel grev çağrısında bulunmaları yeterli olacaktır. Hep beraber, aynı anda mı? Bunu sendika yönetimlerini aşarak dayatmalıyız.
Macron ve hükumetini yenmek için, emekçilere karşı alınan tüm kararların iptali için, herkese iş garantisi için, emekçilerin hükumetine ve Avrupa Sosyalist Devletler Birliği’ne yolu açmak için, genel greve!
Hareket genel toplantılar ile kontrol edilsin, faşistler ve polislere karşı grev ve gösterilerin kendi kendilerini müdafaa etsin, seçilmiş ve görevli grev komiteleri kurulsun, grev komiteleri millî ölçekte koordine edilsin!